AÇIN PENCEREYİ, AÇIN AÇIN AÇIN...


Eskiden tütsü yakan kadınlardan hiç hoşlanmazdım. Zaten erkeklerin tütsü yakanları ekseriye ya gey olur ya da geylik dönemecine girmiş kadar çapkınlığa başlamış, ne istediğini bilmeyen bir kardeşimiz olabildiğinden, tütsüyü genelde efemine tandansta bir hareket olarak görürdüm.
Keza mum. Mumlarla fazla haşır neşir olan ve diyelim ki migros'ta ya da işte bim'de koştura koştura mum reyonunu arayan kadınları da hafif meşrep bulurdum.
Şimdi görüyorum ki büyük hanzoymuşum.
Her sabah tütsü yakma gibi bir olaya girdim. Ancak enişteniz hiç hoşlanmıyor bu tütsü durumlarından. Özellikle sabah saatlerinde camı açıp da temiz partiküller teneffüs edeceğimiz yerde neden bu çubukları yaktığıma anlam veremiyor. Ben de veremiyorum.
Aslında çok kötü kokuyorlar. Şehirler arası yollardaki tuvalet molalarında kenefin içinde, yuvarlak ve tam doymuş mavi, tam doymuş pembe ve sarı renkte o iğrenç kokuları bilirsiniz, işte onları yakmışsız gibi kokuyor.
Bu sabah da yakmıştım bir tane, dedim "ayça n'oluyon oğlum?.." bir süre durdum, devam ettim: (muhteşem yüzyıldaki pargalı'nın konuşması gibi nefes alaak devam ettim yani)
"he, n'oluyon?.." nefes aldım... "Bir derdin mi var?"
(BU içsel azarı çekerken diğer benliğim başını öne eğmiş papara yiyordu)
"Varsa bir sıkıntın açıkça söyle. Nedir bu tütsüler, kıyametler filan?"
"Ya yok dedim, sadece tütsü ama haklısın, ben de bu sabah rahatsız oldum yani."
"Ha şöylee" dedim.
Bu dialoglarda kimin kim olduğunu şaşırmanıza gerek olmadığını bilmem söylememe gerek var mı.
Derken içimdeki barışla gidip tütsüyü balkona koydum.
Fakat bir süre balkonun ses geçirmez pimapeninin arkasından sanki birisi konuşuyomuş da sesini duymayıp sadece ağız hareketlerini seyrediyormuşum gibi zavallı tütsü bir süre tüttü.
Sonra içim acıdı, bu sabahlık da evin havasını kirletmesine müsaade edip içeri aldım.
Günah ya, yazık valla. Ne bileyim orada öyle gariban bir kızılderili dumanı gibi tütmeye çalışıyordu aptal şey.
Ya şimdi bunu yazdık ama ileride okuduğumda bazen "ben ne saçmalamışım beaa" diyorum. Hoş olmuyor yani.
İnşallah bu kez de böyle olmaz.
Yani şunu demeye çalışıyorum; havamızı temiz tutalım, an'ı yaşayalım. (En olmadı bu dersi vermek lazım.)

Yorumlar

Popüler Yayınlar