BOŞ VEEEEERR......

Aman yarabbi!
Okula yallah ettik ama edene kadar o da ağzıma etti.
Nasıl bir
iştir çocuk yapmak, nasıl bir kafa yapısıdır çocuk yapma kafası, anlamadım ki.
Bir kerelik
zevkin bedeli, ki o kadar da zevkli işler değildir yani, atla deve değildir,
çok magazin malzemesi olduğu için öyle gibi gazlanır ama sanmıyorum bir Adem,
bir Havva iki tek attılar diye koskoca cennetlerden atılsınlar. Eğer öyle bir
sebepten atıldılarsa da ossuraaym ha öyle cennete tövbe rabbil alemin.
Sabah 06.30’da
büyük zorluklarla ve her sabah olduğu gibi saatin çalma anında “Bugün zıbarıp
uyusam da bu sabi okula bugünlük gitmese de hepimiz uykumuzu mu alsak” rutinli
fikrimi aklıma getirip yataktan doğruldum.
Bir aile
geleneği olarak, anneannemin yaptığı gibi sabahlığımın kuşağını bir metre
geriden hısıııır hısııır sürüye sürüye mutfağa gidip mokkayı ocaa koydum.
Sabahları batılı hissetmek beni motive hissettiriyor. Etmiyor ama
hissettiriyor. Ona da şükür elbette.
Arada içeri
boynumu uzatıp çocuğa, yani Memo’ya hadi kalk hadi kalk, dedim durdum ve mokka
cezvesinden tıkırtıların geliş vaktine kadar maillerime filan baktım.
Efendim
bendeniz bundan bin sene önce Zart Kabakâât ismiyle bir facebook sayfası
almıştım. Ama mesela kaç sene önce biliyonuz mu, bakıyım bi… o manita vardı,
ondan önce şu manita vardı (parmak hesabı değil biz manita hesabı yaparız) demek
ki yaklaşık 7 sene önce alıp bi daha da yüzüne bakmamışım fakat ara ara oradaki
insanların doğum günlerini hatırlatıp durur.
Bana
facebook çok karışık ve külfetli gelmişti. Sürekli bi şeyleri takip etmek
gerekiyor, millete fotoğraf paylaşıyon, onlarınkini beğeniyon, parmak işareti
yapıyon, yapmazsan, yorum yazmazsan haybeye düşman ediniyon filan. Darlanmış,
iki üç ay takılmaya çalışıp bir daha da yüzüne bakmamış, hatta hesabı
kapatmıştım. Derken nasıl oldu bilmiyorum, son zamanlarda oradan yine haberler
gelmeye başladı. Bilmem kim bilmem ne fotosu paylaştı, bugün bilmem kim bilmem
kimle arkadaş oldu, yok efendim bilmem kime nispet etti filan. Nasıl öyle
hortladı anlamadım.
E tabii 7
senede ilişkilerin afedersiniz amına da konabiliyor tabii.
Mesela
oradan bir ropsu çocuğunun bugün doğum günüymüş. Bu pezevenk, benim oğlan küçüktü,
bebecikti, ben de her Türk kadını gibi çocuğunu tek başına büyüten biriydim,
para pul kazanmam çok önemliydi, ki hala da çok önemlidir, bu sabah bakmayayım
mı ki bu itooluitin yayınevi deli para basarken bana beş kuruş vermeyen
ibinonun doğum günüymüş. Derken benim sinirler sen bi geril, bi geril, mokka da
orada bütün batılılığıyla fokurdamaya başladı fakat ben ona da kızdım, yani havan
kime lan, krizden gözünü açamıyon, Napoli çöp deryası olmuş, hala fıkır da
fıkır.
Neyse, bu
herifin bana olan borcuyla kendime gelip çocuğa da kızdım. Kalk ulen adamı
hasta etme, ben sen okula gitçen diye kalktım bu saatte.
“Ben daha
çocuğum, uykuya ihtiyacım var” diye seslendi yataktan.
Esas benim
uykuya ihtiyacım var. Ben de yetişkin olmam gerekirken bir bok değilim. Hiç bi
şekilde işten anlamıyorum, hakkını istediğinde bi de üstüne yarı deli havası yaratılıyor,
bu ne pişkinliktir!
Efendim Allah
kimseyi memur çocuğu yapmasın.
Allah
hepimizi ropsu çocuğu yapsın. Neden mi, yoksa diğer ropsu çocukları hep böyle
sinirlerimizi harab edecek.
Her neyse,
bunlar geçmişte kaldı, o ropsu çocuklarının yerini yeni ropsu çocukları aldı.
Gün olur devran döner dedikleri hikaye sadece oyuncu değiştiriyor, devran hep
aynı.
Ama bişey
diycem, ben aslında hatanın bende olduğunu bilecek kadar kendini yetiştirmiş
biriyim. Fakat o hatayı düzeltmeye üşenecek kadar da tembel.
Gerçekten.
Şimdi sen
sağ ben selametim.
O lavuk,
yani yayınevi olan lavuk da şapkası düştü keli görüneli bin yıl oluyor fakat
hala facebboktaki fotosuna baktım, insan tabii ne yapsın, kuyuğunu dötüne yapıştırıp
uçurumdan mı atlasın, kendini haklı hissede hissede yaşıyor ve hatta manita
araklamak için kafayı üzgaa verip saçları uçuşturup hava yatmış kendine. Ne
yapsın. Allah sebep veriyor. Versin de.
Helali hoş
olsun, boş ver.
Kenan Doğulu’nun
on beş sene önce paparazzi programında Yeşim Salkın yeni bir hayali ihracatçı
bulduğunda arka planda Bodrum’da sesi gelirken dediği gibi: Boş veeer.
Mesela orada
mevzu Yeşim Salkım’dı, Kenan Doğulu’nun sadece arka plandan sesi gelmişti ama
aklıma kazınmış o “Boş veeeeer” sözü.
Demek ki
neymiş, her zaman söz uçup yazı kalmıyormuş.
Demek ki bu
hayatta sadece, boş vermek kalıyormuş.
Bol o.çocuklu bir yazı olmuş ve epey deşarj olmuşsunuz :)) ağız dolusu cinsinden.
YanıtlaSilHayat sanıyorum; çocuktan önce ve çocuktan sonra diye ikiye ayrılıyor, milat bizim için orada başlıyor.
Ha bende ossurabilirmiyimmm öyle cennete, o " iki tek " olmasa nasıl katlanılır bu hayata bilmem ki...
Dikkat.
YanıtlaSilKisisel is için bir kredi ihtiyaci mi? hemen tamam da kredi transferi için simdi (igein_h_yizevbekhai@admin.in.th): evet bu email irtibata geçerseniz.