KADINLARLA İLGİLİ YİNE


                              
Sevgili kadınlar,
Amına koyim o tektaşlarınızın diyerek bugünkü sevgili yazımıza başlıyoruz.
Daha yetti gayrı sizin o tektaşlarınızdan, evlilik tekliflerinde diz çömelen bacağına sıçtığım sevgili maceralarınızdan ve gelinlik provalarınızdan ve o kılıbık gizli şeyin (tabii ki geyin) seni yarı yolda koyacak vay em si ey futbol maçlarından.
Öncelikle bunu da hor görmediğimi belirtmek isterim. Zira bütün bu bahsettiklerimiz bilinç altlarımızın dehlizlerinde bir kıyas mekanizması olarak, uykulu ya da yorgun olduğumuz zamanlarda karşımıza çıkabiliyor.
Mesela çalışmayıp evde oturan, afedersiniz etli dötünü evde dinlendirip marine eden karılara özendiğimiz için arada bir noluyo be biz niye öyle şaapamıyoruz, tek taş da isteyebilirdim istesem ama bakma çok değerli olduğum için, sanata yatkınlık gösterdiğim için istemiyorum ama ben de aslında evde oturmak istiyorum amana koyum diyoruz. Şu anda ne dedim bilmiyorum ama tam da bunları demek istedim.
Efendim konu nereden buralara sürüklendi;
benim çok entel fotoğrafçı, bienalci, sergiden sergiye sürten, beğendiği herkes ile gözünü kırpmadan birlikte olan bir kız arkadaşım vardı, saçları dibine kadar rastaydı.
Bu arkadaşım haza sanatçı bir sefil ile evlendi. Çocuk bir süre sonra buna batmaya başladı. Bir başka ortak arkadaşımız, yukarıda bahsi geçen daşşak gebabı yapıp evde oturan kız arkadaşımız, bize üç katlı pasta tabağında sapı seramik kaplı çiçekli desenli spatulayla kek koydu.
O sırada sanatçı rastalı arkadaşım büyük tribe girdi. Neden dedi, neden ben de bu koca götlü gibi evde oturamıyorum. Parmağındaki yüzüklere baksana dedi. Duvarda duran geri zekalı düğün resimlerinin (çenesini omuzuna dayamış, parlatıcılı dudaklı ve düşleri öne doğru kaykılan sırıtmalı) varaklı çerçevelerine bile özendi.
Ben de dedim kafana sıçüyüm senin gibi sanatçının.
Ama hor görmedim.
Hepimiz, bütün karılar, bu pamuk ipliğine bağlı yaşıyoruz.
Asil kanımızı korumalı, çok yiyip de götleri büyüttüğümüz anda tek taş, jip ve bilimum aç gözlülüklerimizin o götlerde saklı olduğunu belirtir, sanatçılığınızı korumak için asla mıh bir göbek ve etli bir göt sahibi olmamanızı öneririm.
allah kahretsin.
celle şaane.
iyi günler.

Yorumlar

  1. Demekki neymiş kız çocuklarına çok fazla prenses masalı okumayacağız

    YanıtlaSil
  2. Beyaz atlı prenslerin olmadığını öğretsek daha da iyi yapmış oluruz amk.

    YanıtlaSil
  3. Öpüjem... Ağzın dert görmesin AyçeŞenBaşgan!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar