YAZ AŞKI

                                                         
Bu sabah aciyip derecede rüzgarlı hava ile güne merhaba dedim. 
Bisikletle krem peynir ve süt almaya giderken rüzgar beni eve geri sokmaya çalıştıkça fark ettim ki Ağustos ayının son dönemleri kış ile kavga etmekle geçiyor. Yaz kışa meydan okumaya çalışıyor fakat güneşin de ufak ufak osuruğu kesildiği için bir süre sonra güçsüz düşüyor ve her yavaş yavaş osuruğu kesilen kimse gibi teslim oluyor. Yani bir aslanın geyiğin ümüğüne çullanıp onu gebertene dek kıpırdamadan tutması gibi. 
Sonbahar yazın boğazına dişlerini geçirdi. Bir süre rüzgarlarıyla debelenecek, sonra sonbahar dinginliği gelecek ve sakin sakin kışa gireceğiz. Belki sonbaharın dinginliği bundandır. Teslimiyetin verdiği bir kaybetmişlik hüznü, öte yandan savaşı kesmenin verdiği ve gelen her ne ise ona karşı koymamanın, koyamamanın huzuru.
Yani yapamamak ihtiyarlığın en korkutucu yanı gibi görünmekle birlikte teslim olmanın, zamana karşı yenilgiyi kabul etmenin verdiği derinlik, hayatı bilmenin yarattığı iddiasızlık ve sıradanlık. Oh ne güzel.
Yaz yenildi. Ama yine gelecek. 
Bu savaş bitmeyecek ve sanırım aşk olarak kayıtlara geçecek.

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar